Ara ve Yarı Yıl Tatilleri İçin En İyi Rotalar: İzmir'den Yola Çıkıyoruz
12 Ocak 2023
Bir Egeli olarak otlara bayılırım... Bahar
yağmurlarının beslediği topraklar, Ege’de Mart, Nisan ve Mayıs aylarını türlü
türlü otlar için şenliğe çevirir. Şevketibostan, labada, ebegümeci, arapsaçı, ısırgan,
kazayağı, turp otu, radika, cibes, kekik, pazı, kuşkonmaz ve daha neler neler…
En güzel mevsimidir bahar “bence” Ege’nin...
Bunaltmayan bir hava, ılık rüzgarlar, çok kalabalık olmayan sahil kenarları ve
bol bol taze yiyecekler.
Bahar ve taze yiyecekler derken bu mevsimde ziyaret edilecek en güzel festival hakkındaki yazımıza göz atmaya ne dersiniz? Alaçatı Ot Festivali’nden söz ediyorum.
İnternetten
daha uygun fiyata araba kiraladık
İstanbul’dan Alaçatı’ya araçla gitmek, uçakla
gidip araç kiralamaktan pahalı. O nedenle ilk tercihimiz uçak ile İzmir’e
gitmek; biraz Alsancak’ta gezip, araç kiralayarak Alaçatı’ya doğru yola çıkmak.
Alaçatı Ot Festivali 24- 27 Mart tarihleri
arasında düzenleniyor. İşimizden 24 ve 25 Mart için iki günlük izin alıyoruz.
Hafta sonunu da kapsadığından 4 günlük eğlenceli bir tatil planlıyoruz. Bunun için ilk işimiz araç kiralamak oluyor. 4 günlük
tatilin masraflarını yolda heba etmemek için dokay.com.tr ’den araç kiralıyoruz.
İnternet sitesinde kısa bir gezintinin ardından 700 liraya ekonomik bir araç bulduk: Renault Symbol. 4 günlük araç kira bedeli, İstanbul- İzmir gidiş geliş yol ücretinden çok daha ucuz. Hasarlara karşı içimiz rahat olsun diye 160 lira karşılığı Süper Maksimum güvence paketini de alıyoruz.
Alaçatı
Bizi Bekle
Seyahat günü sabah 4 gibi kalkmak bu işin en
sıkıcı tarafı ama işin ucunda Alaçatı ve İzmir olunca, uykudan da bir heyecanla
kalkıyor insan...
Yarım saat toparlanma, evden çıkma derken saat
6’da havalimanındayız. 7’de kalkan uçakla bir saatlik yolculuk sonrası İzmir’e
ulaşıyoruz. Hemen Çeşme’ye doğru yol almayacağız; önce İzmir Kordon’da biraz
yürümek ve kahvaltı yapmak niyetindeyiz. Alsancak’ın meşhur boyozcularından
birisinde oturmak, çay eşliğinde sıcak bir boyoz yemek serpme kahvaltıdan daha
güzel geliyor.
Havalimanından Alsancak’a metro veya shuttle
ile geçmek mümkün. Biz doğrudan Alsancak’a gitmek için, daha konforlu olur
düşüncesi ile shuttle’ı kullandık. Dokay’ın havalimanında ofisi var ama biz
park etme derdiyle uğraşmamak için aracı Alsancak’tan almayı düşündük.
Kordon’da boyoz ile kahvaltı
Alsancak’ta indiğimiz durak, Dokay’ın kiralama ofisinin çok yanındaydı. Araç kiralamalarında işlem uzun sürer genelde; ama burada her iş çok hızlı halledildi. Bize yardımcı olan güler yüzlü ofis çalışanlarının yardımı ile aracın anahtarını kısa sürede teslim aldık. Ama karnımız aç, bir şeyler atıştırmamız gerekiyor.
Dokay çalışanları arabayı
kahvaltıdan sonra alabileceğimizi söyleyip, bize güzel kahvaltı yapabileceğimiz
bir kafe tarif ettiler. Tavsiyeleri de boyozdu tabii ki. İzmir’e has bir lezzet olan boyoz genelde yumurta ile
birlikte servis ediliyor. Kahvaltıyı çay seansı ile biraz uzattık ama Kordon’da
biraz sabah yürüyüşü fena olmazdı. Hafif yağmur altında deniz kenarında yürümek
bize çok iyi geldi.
Kordon’da biraz yürüdükten sonra Dokay’ın
Alsancak kiralama ofisine döndük, aracımızı teslim aldık. Alsancak’tan Çeşme
otobanına doğru yola koyulduk.
Konak Tüneli’nden çevre yoluna bağlanmak bir
seçenek ama İzmir sahil yolundan Balçova’ya kadar gitmek ise bir keyif... Biz
bu yolu tercih ettik ve Balçova’dan otobana bağlandık. Yaklaşık 1 saatlik
güvenli bir yolculuk sonunda Alaçatı’ya ulaştık.
Alaçatı
masal gibi...
Alaçatı ilk girişten itibaren büyülüyor sizi. İki katlı, tarihi evleri sanki bir masal kentinden çıkıp gelmiş gibi. Bu evlerin alt taraflarına çok tatlı, estetik kafeler açılmış. Bu manzara İstanbul gibi bir büyükşehrin kaosundan kaçanlar için çok ferahlatıcı.
Ot Festivali’ne geçmeden önce İmren Alaçatı Tatlıcısı’nın ikonik Damla Sakızlı
Kurabiyesi’nden yiyip, bir bardak
yorgunluk kahvesi içiyoruz. Kahvemizi içerken festival programına bir göz
atıyoruz.
Alaçatı Ot Festivali, Çeşme Belediyesi
tarafından ilk kez 2010 yılı Nisan ayında düzenlenmiş. Ege’nin taze otlarından
enfes yemeklerin yapıldığı festival çok tutulunca geleneksel hale getirilmiş.
Geçtiğimiz son iki yıl pandemi nedeniyle online olarak yapılan festivale bu yıl
ilgi epey yoğun.
Baharın gelişinin kutlandığı Alaçatı Ot
Festivali, Ege Bölgesi’nde yetişen otlarının Türkiye’ye ve dünyaya tanıtıldığı
muhteşem bir organizasyon. Festival kapsamında ilk gün Alaçatı Çarşı
Meydanı’nda rengarenk giysileri ile adeta baharı müjdeleyen kortejin geçişi
gerçekleşiyor. Açılan stantlarda Alaçatı ve Çeşme civarında yerli üreticilerin
yetiştirdikleri ve doğadan topladıkları otlar sergileniyor ve satılıyor.
Şevketibostan, turpotu, kekik, enginar, asma yaprağı, labada, ebegümeci,
arapsaçı, ısırgan, kazayağı, radika, cibes, pazı, kuşkonmaz ve bin bir çeşit
bahar çiçekleri ile pazar alanı cennet bahçesinden çıkmış gibi.
Festival bundan ibaret değil tabii. Ayrıca
birçok atölyeye katılıp bu otlardan yapılan yemeklerin tariflerini öğrenebilir
ve tadabilirsiniz. Ayrıca birçok sanatçı ve yazar söyleşileri de vardı. Dolu dolu 3
gün geçirdik biz de.
Sezonun ilk denizi
Son gün ise biraz tembellik yapıp, sonra da
deniz sezonunu açmaya karar verdik. ‘Bu mevsimde denize girilir mi?’ demeyin,
biz girdik. Şaşıracaksınız ama deniz çok sıcaktı. Şaka yapmıyorum, gerçekten
sıcaktı. Çünkü denize Ilıca’da, Yıldızburnu’nun
ilerisinde termal suyun çıktığı yerde girdik. Evet, Çeşme’de Ilıca’da
denizin bir bölümünden termal su çıkıyor ve yılın her mevsimi sıcacık bir deniz
suyuna giriyorsunuz. Bir iki kulaç atınca da buz gibi su sizi karşılıyor.
Kalbiniz dayanıyorsa, bir sıcak bir soğuk yapabilirsiniz. İlk sıcak suya
girince soğuk su bir şok etkisi yaratıyor ve hemen sıcağa dönmek istiyorsunuz.
Tecrübe ile sabittir ve ben yalnızca bir defa şansımı
deneyebildim. ?
Sorunsuz
bir geziydi
Deniz sonrası, limana park ettiğimiz araca
eşyalarımızı yerleştirip İzmir’e doğru yeniden yola koyuluyoruz. Aracı
normalde pazartesi teslim etme şansımız var. Ama bir sonraki gün işe gitmek
için akşam evde olmamız lazım.
Akşam uçağına yetişeceğimiz için doğruca
havalimanına gidiyoruz. Dokay’ın
havalimanında da şubesi olduğu için Alsancak’tan aldığımız aracı buraya
bırakabiliyoruz.
Bizi karşılayan personel, gerekli kontrolleri
yaptıktan sonra bizi kısa bir zamanda uğurluyor.
Uçak kalkarken arkamızda çok güzel bir hafta sonu, bir Alaçatı masalı bırakıyoruz. Yanımızda ise Ege’nin taze otları ve mis kokulu lavantalarla İstanbul’a uçuyoruz.
Seneye buluşmak dileğiyle Alaçatı…
Yorumlar
Yeni Yorum Ekle